Türk bilim insanı Doç. Dr. Sadi Vural’ın geliştirip ürettiği, dünyanın 30 ülkesinde kullanılan yüz tanıma sistemi, Arjantin’de geçen yıl düzenlenen G20 Başkanlar Tepesi’nde birinci kere devlet liderlerinin dublörlerinin olup olmadığının belirlenmesi maksadıyla kullanıldı. Sistemden, Birleşmiş Milletler’in (BM) hudut güvenliği çalışmalarında da faydalandı.
Türkiye’de üniversiteyi bitirdikten sonra cebinde 350 dolarla lisansüstü eğitim için gittiği Japonya’da, ülkenin birinci yüz tanıma şirketi Ayonix’i kuran Vural, 12 yıldır geliştirdiği teknolojiyi dünyanın dört bir yanına pazarlıyor.
Doç. Dr. Vural, yüz tanıma sistemlerine yönelik yeni çalışmaları hakkında yaptığı açıklamada, “ay” sözü ve dünyayı söz eden “onix” sözüyle oluşturdukları şirketin ismiyle “ayın yörüngesinden bütün dünyayı aydınlatan” bildirisini verdiklerini lisana getirdi.
Yüz tanıma sistemlerinin, en temel haliyle insan beynindeki bilgilerin bilgisayara yansıtılması halinde çalıştığını anlatan Vural, “Şu anda 30 ülkeye yüz tanıma sistemleri satıyoruz.” tabirlerini kullandı.
Vural, bu ülkeler içerisinde Bahamalar, Meksika, Panama, Arjantin, Paraguay, Singapur, Tayvan’ın yer aldığını, ABD’de FBI’ın yüz tanıma sistemini birkaç noktada faal olarak kullandığını, Sri Lanka’daki memleketler arası havalimanı ile Dubai polisinin de bu sistemi satın aldığını ve Japonya’nın en büyük şirketlerinden Itochu’nun da güvenliği için bu sistemden yararlandığını aktardı.
“20 ülkenin liderleri bu yüz tanıma sisteminden geçti”
Yüz tanıma sisteminin BM tarafından hudut güvenliğinde, geçen yıl Arjantin’de düzenlenen G20 Başkanlar Tepesi’nde ise Arjantin istihbaratı tarafından devlet liderlerinin dublörlerinin olup olmadığını belirlemek emeliyle kullanıldığını belirten Vural, şöyle konuştu:
“Geçen yıl Arjantin’de düzenlenen G20’de, 20 ülkenin liderleri bu yüz tanıma sisteminden geçtiler. ‘Sahte lider var mı yok mu’ diye inceleme yapıldı. Bu bizim teknolojimizle oldu ve birinciydi. Çoğunlukla genel güvenlik kameraları farklı yerlere konularak, incelemeler, yüz tanımalar yapılıyordu. Lakin devlet liderlerinin ‘sahte mi değil mi’ noktasındaki yüz tahlili birinci defa Arjantin’deki G20 tepesinde bizim ürettiğimiz yüz tanıma teknolojisiyle gerçekleştirildi.
Ayrıca sistemi BM’ye hudut güvenliği çalışmaları için verdik. Göçmenlerin korunması maksadıyla, huduttan giriş yapanlar içerisinde hatalılar, arananlar olup olmadığını tespit etmede kullanılıyor.”
Sırada, suçluları bulacak “akıllı kamera” üretimi var
Doç. Dr. Vural, yüz tanıma sistemini geliştirmek üzere çok sayıda araştırma yürüttüklerinin altını çizerek, şu bilgileri paylaştı:
“Şu anda en son yaptığımız eserler içerisinde ’embedded’ yani akıllı kameraların üretimi var. Bu sistemle kentte aranan bir hatalıyı kamera, yüzünden tespit edip bilgisini verebiliyor. Kamera, insanların gülümsemesini, telaşını anlayabiliyor. On binlerce kamerayı tek bir bilgisayara bağlayıp Ankara’nın bütün nüfusunu gerçek vakitte tanıyabilirsiniz. Şu anda eser prototipi bitti. Japon telefon operatör devi Softbank başta olmak üzere dünyanın birtakım ülkelerince güvenlik emeliyle test kullanımları başladı.”
Vural, yeni sistemin kamu güvenliğinde, AVM ve marketlerde alışveriş yapan insanların harcama eğilimlerini ve devamlı gelen müşterilerini tespit etmekte kullanıldığını bildirdi.
“Ülkemi temsil etmek gurur verici”
Türkiye’de şimdi bu sistemle ilgili ortak bir çalışmasının bulunmadığını ancak ülkesini yurt dışında temsil etmekten büyük bir gurur duyduğunu belirten Vural, “Yaptığım iş benim için çok büyük bir sorumluluk zira yaptıklarım yalnızca beni değil ülkemi de bağlıyor. Japonya’dayım, birebir vakitte birçok ülkeye seyahat ediyorum. Başarılı olduğunuzda bu ülkenize bakışa da bir katkı oluyor, çok gurur verici bir şey. Fakat başarısız olmak da bir değil, bin kat götürür. Çok büyük bir sorumluluk.” biçiminde konuştu.
Doç. Dr. Vural, bilhassa göçmenler, hudut güvenliği üzere bahislerde Türkiye ile ortak çalışmalar yapmak istediğini aktardı.
Yeni teknolojiler üzerinde çalışmak isteyen, bunun hayalini kuran Türk gençlerine de davette bulunan Vural, “Teknolojik çalışmalara ilgi duyan, daima kendisini aşmayı düşünen gençler benimle temas kurabilir. Kesinlikle bana ulaşsınlar. Kâfi ki istekli olsunlar, ben onların önünü açarım. Yalnızca Japonya olarak değil, etkin çalıştığım öteki ülkeler için de genç yeteneklere hayatlarının fırsatını vermek isterim.” tabirlerini kullandı.
