Durov, Telegram üzerinden paylaştığı makalede, İsrailli yazılım firması NSO Grup’un geliştirdiği casus yazılımın, WhatsApp kullanan cep telefonları ve öbür aygıtlara bilgisayar korsanları tarafından uzaktan yerleştirilebilmesine yönelik haberi kıymetlendirdi.
WhatsApp’ın bir casus yazılım olarak kullanabiliyor olmasının dünya kamuoyunu çok şaşırttığını belirten Durov, “Ancak bu haber beni şaşırtmadı. Hackerların tek bir imajlı arama ile telefonunuzda tüm bilgilere erişimin sağlayabileceği geçen yıl WhatsApp tarafından kabul edilmişti.” diye konuştu.
Uygulamada düzeltilen her kritik zafiyetin akabinde, WhatsApp’ta yeni bir zafiyetin ortaya çıktığını anlatan Durov, “Güvenlikle ilgili tüm problemleri, gözetleme için çok uygun ve “arka kapılara” (sisteme müsaadesiz erişim kapısı) çok benziyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
WhatsApp’ın açık kaynak bir uygulama olmadığına işaret eden Durov, “Bu nedenle güvenlik uzmanları kodlarında art kapı olup olmadığını denetim edemezler. WhatsApp kodlarını paylaşmadığı üzere tam zıddını yapıyor: WhatsApp belgelerini taammüden karmaşıklaştırarak, bu evrakları derinlemesine incelemesine imkan vermiyor.” dedi.
Durov, Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) WhatsApp ve sahibi Facebook şirketine, uygulamaya art kapı yüklenmesi konusunda talimat verilmiş olabileceğine dikkati çekerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“ABD’de inançlı bir irtibat uygulaması yürütmek kolay değil. Telegram kadrosu, ABD’de 2016’da geçirdikleri 1 hafta içerisinde FBI tarafından 3 sızma teşebbüsüne maruz kalmıştı. ABD merkezli bir şirketin 10 yıl içerisinde neye maruz kalabileceğini hayal edin. WhatsApp hiçbir vakit inançlı değildi. Kapalılığa yönelik bir hizmet olabilmeleri için kimi pazarları kaybetmeyi ve ABD idaresiyle zıt düşmeyi riske almak zorundalar, ancak buna hazır değiller.”
