Yıllardan beri, yurt dışı seyahat kelam konusu olduğunda, Türk turistler öncelikle İtalya’ya gitmeyi tercih ediyorlar. Bunda en kıymetli etkenin, sıcakkanlı İtalyanlar, Akdeniz mutfağının en hoş örneklerinin bulunulabildiği süper bir mutfak ve Roma İmparatorluğu’nun doğduğu tarihi bir coğrafya olması diyebilirim. Tekraren Roma-Floransa-Venedik seyahati yapan konuklarım oldu. Vakitle bu kesim Verona, Torino, Cenova, Milano, Como Gölü, Lago Maggiore, Bologna ve Napoli üzere kentleri de keşfetmeye başladı.
İtalya’ya duyulan bu vazgeçilmez sevgi, beraberinde Napoli’nin güneyi Amalfi kıyılarına ve Sicilya’ya kadar uzandı. İtalya’da her şey bununla hudutlu olmamalı diye düşünen meraklı gezginler, kimi gemi firmalarının Bari limanını ziyaret ediyor olmaları ve 2015 yılının nisan ayında Türk Hava Yolları’nın İtalya’daki onuncu çizgisi olarak Bari’yi açması sonucu, dikkat çeken bir destinasyon haline geldi. Puglia bölgesi için bir parantez de eski dostum Ömür Kahraman’a açmam lazım. Rehberlik ile başladığı turizm bölümünde, acente yöneticiliği ve THY’de yıllarca müfettişlik misyonlarını yaptı. THY’nin dünya üzerindeki 3 bayan Bölge Genel Müdüründen biri olmayı da başardı. 30 yıla varan dal deneyimini her fırsatta, istekli bir elçi üzere Bari ve Puglia’nın tanıtımları için kullanıyor.
Puglia’da bu kadar dikkat cazip ne var derseniz; Harran meskenlerine benzeyen yapıları ile son derece karakteristik Alberobello kasabası, Instagram’da tanınan olan Polignano a Mare görselleri ve İtalya’nın güneyinin yeme-içme bakımından çok pahalı bir mutfağa sahip oluşu İtalya’yı daha evvel gezmiş ve tekraren gidebilirim diyen seyyahlar için Puglia bölgesi, kısa vakit içinde uğrak noktası oldu. Her ne kadar İtalyanlar çok fazla hususun üzerine gitmek istemeseler de, bu bölgede yapılan bilimsel çalışmalar sonucu, Puglia halkının Anadolu’da yaşayan beşerlerle yüzde 98’e yakın bir DNA ahengi tespit edildiği de söylenmekte. Bu da bana, sanki Şanlıurfa’dan göçen insanlarımız, o bölgelere yerleşip Trulli Evleri’ni inşa edip oraya mı yerleştiler diye düşündürttü. Siz benim söylediklerimi koyun bir kenara, Türk Hava Yolları’nın Bari uçağına binin yalnızca iki saatlik kısa bir uçuşla, bu hoş bölgeye Puglia’ya gelin.
Puglia’yı kesinlikle görmelisiniz! Çünkü…
Akdeniz mutfağının en güzel yemeklerini deneyimleyeceğinizden ve yediğiniz her şeyin en doğal, organik eserlerden yapılacağından emin olabilirsiniz. Hele ki, Semola di Grano Duro (Orikette makarnası, Türkçe manası ile kulak göğsü kıvamındaki…) nam-ı başka buğdaygillerden olan darıdan yapılmış, el açması makarnaları lezzeti ve kalitesi ile dünyaya nam salmıştır. Sıra dışı mezeleri, deniz mahsullerinin çabucak her çeşidi, organik zeytinyağları, zerzevat çeşitleri ve çeşit çeşit enfes beyaz peynir çeşitleri sizi sizden alacaktır. Üstelik bu coğrafyada denizle aranızdaki bağı da hiçbir vakit kopartmayacaksınız. Bir öbür değerli artısı ise, hem İtalya’dasınız hem de İtalya’nın en ekonomik ve ucuz alışveriş yapabileceğiniz bölgelerinden birisinde olacaksınız. Fark edeceksiniz ki, İtalya’nın birçok yerine nazaran fiyatların çok daha ucuz olduğunu yaşayarak göreceksiniz. Masseria ismi verilen birkaç odalı, organik eserleri ile kahvaltı edip, yemek imal atölyelerine katılabileceğiniz çiftlik meskenlerinde konaklama imkânı da sunan bir coğrafyadır.
Bu büyüleyici İtalya coğrafyasında nereleri gezebilirsiniz?
Bari yıllardan beri benim hayalimdi. Bunda en kıymetli etken Noel Baba olarak ünlenmiş olan Aziz Nicolas’tır. Yıllarca Antalya’nın Demre ilçesinde cins liderliği yaptığımdan, Noel Baba’nın doğdu toprakları tekraren anlatmış, mezarının bulunduğu kiliseyi tekraren gezdirmiştim. Orayı gezdirirken üç ve dördüncü yüzyıllarda Demre’de yaşamış ve rahiplik yapmış Aya Nicola’nın mezarından kemiklerinin Haçlı seferleri sırasında çalınarak, İtalya’nın Bari kentine kaçırıldığını anlatırdım. İşte o kemikler, bugün Bari’nin de sembolü olan San Nicola Katedrali’nde bulunmakta ve ziyaretçi kabul edilmekte. Her ne kadar Demre de Hristiyanlar için kıymetli bir Hac noktası iken, kemiklerin Bari’de olması Demre’ye göre bu kiliseye dünyanın dört bir yanından çok daha fazla Hristiyanın akın etmesini sağlıyor. Bari İtalya’nın en çok kilisesi bulunan kentlerinden de biri… Doğal Puglia’nın en büyük kenti ve başşehri de olsa, Puglia’da gezilecek o kadar hoş yerler var ki, hepsini kısaca özetleyeyim!
Puglia bölgesinin dünyada tanınan olmasını sağlayan, dünyanın en karakteristik ve lüks otellerinden biri olan Borgo Egnazia’da, Justin Timberlake ve Jessica Biel’in düğünlerinin yapılması, Fasano bölgesine ve Borgo Egnazia’ya ilgiyi arttırmış. Puglia’ya kadar gelmişken Borgo Egnazia’yı da ziyaret edebilirsiniz, çünkü sıradan bir otelle karşılaşmayacaksınız! Bu yıl 625’incisi düzenlenen Avrupa’nın en eski karnavalı olarak bilinen Putignano’yu da kesinlikle ziyaret etmelisiniz. Farinella ismi verilen klâsik şenlik maskelerinden almayı ve daracık keyifli sokaklarında kaybolmayı da ihmal etmeyin. Ben şenlikleri çok severim diyenlerdenseniz, her yıl Şubat’ın 2.ci haftası ve Mart’ın bir haftası sonuna kadar devam eden, 3 haftalık ve Avrupa’nın en eski klasik şenliğine de katılın derim. Erkenden yerinizi ayırtmazsanız kasabada yer bulamazsınız, lakin sıkıntı etmeyin Bari’den günübirlik de gidebilirsiniz.
Grottaglie kasabası da birebir Amalfi kıyılarındaki Vietri sul Mare üzere, İtalya’nın en meşhur seramik atölyelerinin bulunduğu bir kasabadır. Seramik eserler, mutaf yahut konut eşyaları almak isterseniz, kesinlikle ziyaret etmelisiniz. Atölye çalışmaları ile seramik imalinin sırlarını da burada keşfedebilirsiniz.
Puglia’yı doyasıya gezmek isterseniz 1 hafta ayırmalısınız. Bari’de tarihi kentte koybolmak, 1 saat uzaklıkta yer alan 2019 UNESCO Kültür başşehri olan Matera’da Kapadokya’dan buraya gelip birebir doğal ortamı kurarak yaşayan sonra veba sonucu meskenlerinden ayrılmak zorunda kalan bugün yavaş yavaş turizme açılan taş otellerde büyülenecek, yarım saat uzaklıktaki Polignano a Mare’de eski ile yeni ortasında denize girmenin keyfini tadacaksınız. Alberobello ise intagramda ve internette sıkça karşınıza çıkan Bari’ye yalnızca 45 dakika aralıkta yer alan sevimliler kasabası üzeredir. Harran meskenlerinden esinlenerek taşların üst üste konarak çimentosuz yapılan konutlar sizi büyüleyecek. Otranto’nun Kalesi’nde Osmanlı’nın oraya kadar gelişini dinlerken kentin ve denizin hoşluğunda kendinizden geçecek, Gallipoli’de Gelibolu kadar hoş bir yarımadada eski kentte dar sokaklarda dolaşıp bir yorgunluk kahvesi içmenin tadına doyamayacaksınız. Bilhassa de Mayıs ile Ekim ortasında Puglia bölgesine gelirseniz, kesinlikle Porto Cesareo kıyılarına kesinlikle gidin. Harika plajlar, keyifli restoranlar, göz alıcı gün batımları sizi bekliyor olacak…
Daha evvelden İtalya’ya gelmiş ve tahminen de birçok kentini ayrıntılıca keşfetmiş olabilirsiniz. Fakat Puglia nitekim de hem yeme-içme manasında, hem de süper tabiatı ile bir seyahatten çok daha fazlasını vadediyor. Bu yazıyı okuyup da Puglia’ya gitmeye karar verirseniz, ne demek istediğimi anlayacaksınız! Merakla sizlerin izlenimini de merak ediyorum. Döndüğünüzde Puglia deneyiminizi benimle paylaşırsanız keyifli olurum. Keşif dolu seyahatleriniz olsun sevgili dostlar…
