Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Kısmı tarafından çıkarılan ’Türkiye’nin Yaşlanma Atlası’nda, Ordu’nun Gölköy ilçesi, Türkiye’de en uzun ömürlü ve sağlıklı insanların yaşadığı 10 yer ortasında gösterildi. Gölköy ilçesinde ortalama ömür müddeti 82 yıl olarak belirlenirken, ilçede bilimsel araştırmalar da başlatıldı. Kimi üniversite vazifelileri ve akademisyenler, ilçede uzun hayatın sırrını araştırıyor. Akademisyenler, insanların ömürlerini izliyor, yeme içme alışkanlıklarından uyku saatlerine kadar titiz bir araştırma yürütüyor. Sanayi tesisi olmayan ilçede ahşap konutlarda yaşayanlar, kendi ürettikleri organik eserleri tüketiyor.
Sağlıklı ve uzun hayatın sırlarını anlatan Gölköylüler, süt, yoğurt, yumurta, turşu üzere besinlerle beslendiklerini, organik eserleri tercih ettiklerini söylüyor.
Gölköy Belediye Lideri Fikri Uludağ, ilçenin keşfedilmesiyle dünyanın her tarafından bilim adamlarının burada araştırma yapmaya başladığını söyledi. Yörede yaşayan vatandaşların doğal eserlerle beslendiğini belirten Uludağ, “İlçemiz, Türkiye’nin en uzun ömürlü ve sağlıklı insanların yaşadığı 10 yeri ortasında gösteriliyor. Yapılan araştırmalarda ortalama ömür mühleti 82 yıl olarak belirlendi. Bu nedenle buraya ağır ziyaretçi akını var. İlçemizi ziyaret edenler, yaşlılarımızdan uzun ömrün sırlarını öğreniyor. Büsbütün organik olan yoğurt, süt, yumurta, bal, fındık, ceviz, kara lahana, turşu üzere eserler ağır olarak tüketiliyor. Ayrıyeten bunların satışı da yapılıyor. Yaylalarla iç içe olan ilçemize ilginin büyük olması bizleri de keyifli ediyor” dedi.
’DOĞAYI BOZMAYACAĞIZ, KORUYACAĞIZ’
Gölköy ilçesinde Ulugöl’ün, başta Araplar olmak üzere, yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edildiğini kaydeden Lider Uludağ, “İnsanlarımız burada organik, doğal eserlerle yaşıyorlar. Tabiatla iç içe yaşıyorlar. Sanayi yok, 30 mahallemizin hepsinde bitkisel eserler var. Tabiatta yetişen eserleri pişirip yiyorlar. İlçemizde bulunan Ulugöl büsbütün doğasıyla duruyor, betonlaşma yok. Burayı da bozmayacağız. Bu doğayı koruyacağız. Doğasıyla örtüşmüş bir Ulugöl var. İlçemiz yaylalara da yakın. Köylerde üretilen yöresel eserlerin standartlarda satılması için çalışma yapacağız. Turizm odaklı yapacağımız bu çalışmayla köylülerimiz de gelir elde edecek. Tatilciler ilçemizi gezip dolaşıyor, burayı tercih ediyorlar. Eksikliklerimiz varsa bunları gidereceğiz. Evsel çöp atıklarına da dikkat ediyoruz. Etraf kirliliği olmamasına da ihtimam gösteriyoruz. Gölköy ilçesi olarak yerli ve yabancı turistleri ağırlamaya hazırız” biçiminde konuştu.
’ORGANİK ESERLERİ YERİZ’
İlçede yaşayanların yöresel yemekleri tercih ettiğini belirten Cemal Güneş (46), “Burada insanlarımız lahana, turşu, fasulye üzere organik eserler yiyor. Ailemizde uzun ömürlü, babam 82 yaşında. Allah uzun ömürler versin. Lokantalara gideriz, büyüklerimiz olağan yemek yemez. Daima köy organik yemekleri yerler” dedi.
’TURŞU BİZİM ULUSAL YİYECEĞİMİZ’
Yedikleri doğal eserleri kendilerinin yetiştirdiğini anlatan Salih Akdoğan (80) ise, “Küçükten beri hayvancılıkla uğraştığımız için yoğurt, süte alışmışız, bunla devam ediyoruz. Kendimiz ürettiğimiz sebzeyi çok tüketiyoruz. Köyle iç içe olduğumuz için yiyeceklerimizi kendimiz hazırlıyoruz. Konuklarımız gelince onlara da birebir biçimde ikram ediyoruz” diye konuştu.
Mustafa Türkeş de (85) yağlı yemeklerden uzak kalınması tavsiyesinde bulunarak, “İnsan bedenine en faydalı ıhlamur. Süt ve yoğurt yeriz, böylelikle kemiklerimiz de güçlü olur. Yağlı yemeklerden uzak kalacaksınız. Elimden geldiği kadar doğal yemeklerden ayrılmayı istemem” sözlerini kullandı.
Yöresel organik turşu hazırlayan Bircan Akkaya da, “Yaptığımız turşularda kullandığımız her şey organik. Hem türetiyoruz, hem satıyoruz. Turşu bizim ulusal yiyeceğimiz. Turşunun yanı sıra fındığımız, cevizimiz, patatesimiz, fasulyemiz, peynirlerimiz, meyvelerimiz var. Turşumuzun özelliği ise her şeyinin doğal olması, suyunun da yayla suyu olması” diye konuştu.
